0(312) 216 11 09

50. Yılında MHP ve Ekonomi: Politikalar, Görüşler, Öneriler

1. GİRİŞ

Türk siyasi hayatının ek köklü kurumlarından ve Türk milliyetçiliği fikrinin siyasi temsilcisi olan Milliyetçi Hareket Partisi 9 Şubat 2019 itibarıyla tam 50 yaşına girecektir. Gençlik yıllarımdan itibaren içinde bulunduğum harekete, ekonomi bürokrasisinde, sivil toplum kuruluşlarında, TBMM’de dokuz yılı Plan ve Bütçe Komisyonunda olmak üzere, onbir yıl milletvekili ve iki yıl genel başkan yardımcısı olarak hizmet etme şerefine nail oldum. MHP’nin 50 yılı için hazırlanan özel sayıda yazı yazmak benim için büyük bir onurdur. Bu amaçla yazımda önce kısaca milliyetçilik ve ekonomi ilişkisine, sonra da kuruluşundan itibaren MHP’nin ekonomiye ilişkin görüş ve önerilerine değineceğim.

Genelde Türk milliyetçileri, özelde ise Türk milliyetçiliği fikrini kurumsal olarak temsil eden ve kökü 1948’de Millet Partisi’nin kuruluşuna dayanan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) her konuda Türk Devletinin bekasını ve Türk Milletinin refahını esas alan bir anlayışı benimsemiştir. MHP’nin Millet Partisi’nden beri savunduğu iktisat politikalarının ve çözüm önerilerinin temelinde hep millet realitesi ve milli çıkarlar yatmaktadır. MHP’nin programları, seçim beyannameleri ve diğer belgeleri incelendiğinde, her dönemde Türk Milletini esas alan, toplumcu, çağdaş, bağımsız nitelikte ekonomik, sosyal ve siyasi politika önerileri ortaya koyduğu görülmektedir. Buna rağmen MHP hep haksız ithamlarla karşılaşmış, önyargılarla değerlendirilmiş ve bir türlü anlaşılamamıştır. Milliyetçilere karşı zaten önyargılı olan kesimler onları tanımak yerine yanlış şekilde tanımlamayı tercih etmişlerdir. MHP’nin belli dönemlerde oylarını artırarak TBMM’de temsil edilmesini ve iktidar ortağı olmasını bile MHP’nin program ve beyannamelerinde önerdiği politikalara değil, konjonktürel gelişmelere bağlamışlardır. Örneğin; MHP’nin 1994 yerel seçimlerindeki yükselişini, 1989’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasına ve PKK terörünün 1990’ların başında yoğunluk kazanmasına bağlayan dışarıdan güdümlü çevreler, 1999 seçimindeki önemli başarısını da PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın yakalanmasına ve milliyetçilik eğiliminin artmasına bağlamışlardı.

MHP’nin yükselişinde partinin Türk milletinin eğilim ve beklentilerine uygun sorumlu politika izlemesinin etkisini göz ardı ederek, sadece konjonktürel gelişmeleri, yani terörün artmasını ve milliyetçilik trendinin yükselişini dikkate alan değerlendirmeleri yapanlar; MHP’yi dar bir kalıba hapsederek, marjinalleştirmeye ve onu Türk milletinin gözünde önemsizleştirmeye çalışan önyargılı ve dışardan destekli kişi ve kuruluşlardır. MHP’ yi terör ve dış Türkler dışında politikası olmamakla suçlayanlar, onu bu dar alana hapsederek, ekonomik ve sosyal konulardaki görüşlerini görmezden gelenlerdir. Örneğin; 1999 yılında MHP’nin iktidara gelişini sadece teröre yönelik bir tepki ile MHP’nin denenmemiş bir parti olmasına bağlayanlar MHP’ye haksızlık etmektedir. Çünkü MHP tabanıyla ve Türk Milletiyle buluşmanın yanı sıra; yolsuzluk ve yoksullukla mücadele konusundaki somut projeleriyle ve “istikrarlı, rekabetçi, büyüyen ve güçlü bir milli ekonomi anlayışıyla” iktidara hazır bir parti olduğunu göstermiştir. Bu çerçevede MHP Ar-Ge merkezinde birçok konuda çalışma grupları oluşturulmuş ve MHP’nin görüş ve önerilerini içeren onlarca rapor hazırlanmıştır. Örneğin, Türkiye’nin temel ekonomik ve sosyal meseleleri olan enflasyon, tarım-orman, sosyal güvenlik, esnaf-sanatkar, enerji, sağlık, eğitim gibi konularda kitaplar ve raporlar hazırlanmış ve kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.

Türk milliyetçilerinin siyasi kurumu olan MHP’nin siyasi, ekonomik ve sosyal konulardaki görüş ve önerilerinin esası, CKMP’den bu yana değişmemiştir. Bu kapsamda MHP’nin kurucusu olan Alparslan Türkeş’in, Türk milliyetçiliğinin ve Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün “fikir babası” olan Ziya Gökalp’in ölümünün 50. yılında yaptığı konuşma çok anlamlıdır. Türkeş bu konuşmasında şöyle diyordu: “Türk milliyetçiliğinin yolu, Ziya Gökalp Bey’den kuvvet alan bir yoldur. Elbette yaşadığımız günler yeni şartlar getirmiştir. Bu yeni şartlara göre prensiplerde bir takım tadiller yapılacaktır. Ama ana temel değişmemiştir: Türkleşmek, İslamlaşmak, muasırlaşmak bugün de değerini muhafaza eden temellerdir...”

Türkeş’in milliyetçilik anlayışımız için söylediği şeyler, ekonomik görüş ve önerilerimiz için de geçerlidir. MHP’nin ekonomiye ilişkin görüşleri de yeni şartlara göre bazı tadilatlara uğrasa da Türk Milletini esas alan temeli değişmemiştir. Aynı şekilde 1967’de kamuoyuna açıklanan “Dokuz Işık Doktrini”nin de esası değişmemiş, zaman MHP’yi haklı çıkarmıştır. Türkiye’nin temel ekonomik sorunları hala aynıdır: “İstihsal (üretim) ve istihlak (tüketim) dengesizliği!”  Yani üretmeden tüketen, istihdam yaratmayan ve ithalata dayalı bir ekonomik yapı mevcuttur.

Kısacası; MHP’nin ekonomik, sosyal ve siyasi konularda 1960’lı ve 1970’li yıllarda geliştirdiği görüşler ve sunduğu önerilerin çoğu bugün de geçerliliğini korumaktadır. Alparslan Türkeş’in; Türkiye’nin Meseleleri, Dokuz Işık ve Temel Görüşler adlı eserlerinde yer alan ekonomiye ilişkin görüşlerine genel olarak baktığımız zaman en önemli boyutunun milli bir iktisat politikası önermesi olduğunu görmekteyiz. Alparslan Türkeş özet olarak, kendi öz şartlarımıza göre ve kendimiz tarafından belirlenen bir milli ekonomi modeli ile kalkınabileceğimizi ve bu çerçevede, üretim ve tüketim arasında ahenk sağlanmasını, tasarrufun teşvik edilmesini ve tasarrufların verimli yatırımlara yönlendirilmesini, bu çerçevede “millet sektörünün” oluşturulmasını, plansız tüketim malı ithalatının azaltılmasını, ihracatın ise tarımdan sanayi mallarına dönüşümünün ve mal çeşitliliğinin sağlanmasını, tüm bunları yaparken de ilimcilik ilkesi gereği, ilim ve teknikten yararlanılması gerektiğini ifade etmektedir.

Türkiye’nin ve dünyanın şartları değişmiş olmakla birlikte, Türkeş’in çerçevesini çizdiği ve somut önerilerle desteklediği milli iktisat politikası ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasını gerçekleştirmede kullanılabilecek temel felsefe olarak hala geçerliliğini korumaktadır. Bu milli iktisat politikası günün gereklerine göre geliştirilerek uygulandığı taktirde, Türkiye’nin önce bölgesinde lider ülke, sonra da dünyada süper güç olması mümkün hale gelecektir.

Nitekim, bu temel felsefeye uygun olarak hazırlanan seçim beyannameleri ve ekinde yer alan Üreten Ekonomi Programında; Türkiye ekonomisinin kronikleşen temel sorunlarını aşarak rekabet gücü yüksek üretim ekonomisini tesis etmek ve toplumun refah düzeyini artırarak sosyal dokuyu güçlendirmek amacıyla; MHP ülkemizin kendi imkan ve şartları ile doğal ve beşeri kaynaklarını dikkate alan, bağımsız ve milli bir ekonomi programı uygulamaya koyacağını açıklamıştır.

Kısacası, MHP “Türk Milliyetçiliği” fikrine ve “Türk-İslam” ülküsüne dayanan fikir altyapısını koruyarak, daha geniş kitlelerin istek ve beklentilerine cevap vermeye çalışmış ve buna paralel olarak temel görüşlerini koruyarak, siyasi ve sosyal politikaların yanı sıra, ekonomik politikalarda da güncel gelişmelere göre bazı tadilatlar yapmış ve kamuoyunun bilgisine sunmuştur. Her türlü olumsuzluğa, iktidar baskısına, iç ve dış bölücü mihrakların oyunlarına rağmen doğruları söyleyen ve hep haklı çıkan MHP,  TBMM’de değişen sayıda milletvekilleriyle de olsa temsil edilmeye devam etmiş ve Türk milletinin bekası ve refahı için çalışmıştır.

Bu çerçevede; bu çalışmanın amacı CKMP’den günümüze 50 yıldır MHP’nin uyguladığı ekonomi politikaları, ekonomiye ilişkin görüşleri ve önerileri ile mevcut ekonomik programının ayrıntılı olarak incelenmesi ve kamuoyunun bu konuda aydınlatılmasıdır. Böylece, MHP’nin temel politikalarında, özellikle de ekonomik ve sosyal politikalara ilişkin görüş ve önerilerindeki tutarlılık ve isabetlilik gözler önüne serilecek ve yapıcı, yol gösterici, ilkeli ve sorumlu muhalefet anlayışının gereği olarak, son seçimlerde kamuoyuna duyurduğu ekonomik ve sosyal konulardaki görüş ve önerileri ayrıntılı olarak tartışılacaktır.

Çalışmamızda MHP’nin temel ekonomik konulardaki görüş ve önerileri bir silsile içinde sunulacak, Türkeş’in belirttiği gibi zamana göre yapılan tadilatlar ele alınacaktır. Bu kapsamda öncelikle, milliyetçilik ve ekonomi ilişkisi ele alınacak, ardından Dokuz Işık Doktrininde ekonominin yeri ve önemi ile milli iktisat politikası üzerinde durulacaktır. Daha sonra 1980 sonrasında Muhafazakar Parti ve Milliyetçi Çalışma Partisi dönemindeki politikalar ve görüşler ele alınacaktır. 1991-1995 döneminde yeniden MHP adının alınmasıyla birlikte yaşanan gelişmeler ise, özellikle 1993 programı ve MHP milletvekillerinin TBMM faaliyetleri kapsamında değerlendirilecektir. 1995-1999 dönemindeki ekonomi politikaları ve görüşler kapsamında ise öncelikle, 1999 seçimleri öncesinde AR-GE Merkezinde ve Parti Okulunda yapılan çalışmalar ele alınacak, sonra da 1999 seçim beyannamesi ve ek çalışmalar değerlendirilecektir. 57 Hükümet döneminde iki deprem ve iki krize rağmen gerçekleştirilen yapısal reformlar ve uygulanan ekonomi politikalarına katkıların ardından, 2002 yılı seçim beyannamesi ve ekinde yer alan “Ekonomide Toparlanma ve Dönüşüm Programı” olarak ele alınacaktır. 2007 seçim beyannamesinde yer alan görüş ve önerilerin ardından, 2011 yılı seçim beyannamesine özet olarak değinilecektir.

Son olarak MHP’nin mevcut ekonomi politikası önerileri ve bu konudaki temel görüşleri, 2015 Seçim Beyannamesinin yanı sıra, beyannamenin ekleri olan Üreten Ekonomi Programı ve Toplumsal Onarım ve Dönüşüm Sürecinde Devlet ve Yönetim Reformu, İşsizlik ve Yoksullukla Mücadele Projesi, Borç Sarmalından Çıkış Projesi gibi projelerde yer alan değerlendirmeler ışığında ayrıntılı olarak analiz edilecek ve kamuoyunun bilgisine sunulacaktır. MHP 2018 seçimlerine AK Parti ile Cumhur İttifakı çatısı altında girdiği için bu seçimlere ait beyanname farklılık içermektedir. Ancak beyannamede de ana felsefeden uzaklaşılmadığı görülmektedir. Bu çerçevede 2018 seçim beyannamesi de özet olarak değerlendirilecektir

Prof. Dr. Mehmet GÜNAL.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
İİBF İktisat Bölümü
Gece
Gündüz