0(312) 216 11 09

TÜRKİYE'NİN EKONOMİK VE PARASAL TARİHİ: 1923-2023

Prof. Dr. Mehmet GÜNAL*

Giriş Yerine: Kuruluş, İzmir İktisat Kongresi ve Milli İktisat Politikaları

Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 2023 tarihi itibarıyla 100 yılını doldurmuş olacaktır. Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık olmayacağının bilinciyle milli iktisat politikaları uygulamıştır. Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte başlayan bir ulus-devlet inşasında milliyetçilik ve milli iktisat politikaları önemli bir yer tutmuştur. Birçok savaştan çıkmış, sanayileşmeyi gerçekleştirememiş ve sermaye birikimi yeterli olmayan bir ülkede ulus-devletin inşası açısından iktisat politikaları büyük önem arz ediyordu. Tabii ki sermaye birikimi olmayan bir toplumdan ulus-devlet çıkarmanın yolu olarak “fikirlerimin babası” dediği Ziya Gökalp gibi Atatürk de “dayanışmacılığı” ön plana çıkarıyordu. Daha cumhuriyet ilan edilmeden Atatürk’ün talimatıyla İzmir’de Türkiye İktisat Kongresinin toplanması ve bu kongreye tüm iktisadi aktörlerin davet edilmesi kurucuların bu ihtiyacı gördüklerinin bir deliliydi. [1]

Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının ardından, milli bağımsızlık ve egemenliğini hayatın her alanında tesis etmeyi hedefleyen Türk Milleti, bu zaferi ekonomik sahada taçlandırmak üzere Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde 17 Şubat – 4 Mart 1923 tarihinde İzmir’de “Türk İktisat Kongresi”ni düzenlemiştir. Lozan Barış Konferansına galip devletlerin dayattığı kapitülasyonlar ve boğazların statüsüyle ilgili şartlara teslim olmayı reddetmemiz üzerine Atatürk’ün talimatıyla heyetin Türkiye’ye dönmesinin hemen ardından, Antlaşmanın imzalanmasından ise 4 ay önce toplanan kongre, ülkenin farklı yerlerinden gelen çiftçi, köylü, tüccar, sanayi ve işçi zümrelerinden 1135 temsilcinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir.

Bu kongre ülkenin kaynaklarının ve ihtiyaçlarının tespitinin yapıldığı bir kongre olmasının ötesinde, milli iktisat politikalarının da temelinin atıldığı bir kongre olmuştur. Atatürk 1923’ten itibaren bütün iktisadi gelişmelerle, sanayi planlarıyla ve yatırım programlarıyla bizzat kendisi ilgilenmiştir.

Atatürk özetle “Arkadaşlar, bence yeni devletimizin, yeni hükümetimizin bütün ilkeleri, bütün programları iktisat programından çıkmalıdır.” cümlesinde anlamını bulan kongrenin açış konuşmasında konunun önemine dair şunları söylemiştir:[2]

“Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılamazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner. Bu bakımdan en kuvvetli ve parlak zaferimizin bile sağlayabildiği ve daha sağlayabileceği yararlı kazançları belirlemek için ekonomimizin, iktisadî hâkimiyetimizin sağlanması ve sağlamlaştırılması ve genişletilmesi gerekir.”

Kısacası, ulus-devletin kuruluşunda ekonominin, daha doğrusu milli bir ekonominin önemini kavrayan Atatürk bunu Türkiye’nin iktisadi aktörlerine aktarmak ve tüm kesimlerin katıldığı bu toplantıdan çıkacak sonucu Lozan Barış Konferansında anlaşmaya yanaşmayan batılı devletlere Türkiye’nin gücünü gösterebilmek için bu kongreyi toplamıştır.

İşte bu Kongre, iktisadi kurtuluş ve tam bağımsızlık hedefinin bir başlangıcı ve milli iktisat tarihimizde önemli bir çıkış noktası olmuştur. Kongrede siyasi bağımsızlığın temel şartının ekonomik bağımsızlık olduğu; kapitülasyon ve Düyûn-u Umumiye zihniyetinin kayıtsız şartsız reddedildiği; yeni kurulan devletin ekonomik yapısının yerli üretime ve milli kaynaklarla kalkınmaya dayalı milli bir model olacağı fikri kabul edilmiştir.

Kongrede alınan misak-ı iktisadi kararları kapsamında ekonomik kurumlar oluşturulmaya başlanmış Cumhuriyetin ilk yıllarında birçok fabrika ve tesisin yanı sıra İş Bankası ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) kurulmuştur. Bu çalışmada Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılında ekonomi, para ve finans alanındaki gelişmeler ve mevcut durum ele alınacaktır. Bu kapsamda, Türkiye ekonomisindeki genel gelişmelerin yanı sıra para politikası uygulamaları, parasal ve finansal gelişmeler ile merkez bankacılığında gelişmelere değinilecektir.

Prof. Dr. Mehmet GÜNAL
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
İİBF İktisat Bölümü
Gece
Gündüz