0(312) 216 11 09

AKP Hükümetlerinin on yılı doldu. On yıldır ekonomiyi sanal pembe tablolarla iyi göstermeye çalışan AKP Hükümeti ve yandaş medyanın balonu, krizin etkisiyle daha da belirginleşen kötüye gidişle sonunda patladı! Biz yıllardır kendilerini uyardık ve bu gidişin sonu iyi değil dedik! Ancak dinletemedik, çünkü onlar artık “mağrur” oldukları için bizleri dikkate almadılar ve her şeyi bildiklerini zannettiler.

Her yıl olduğu gibi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ve Genel Kuruldaki 2012 Bütçe görüşmeleri sırasında defalarca kendilerine “bu bütçenin makroekonomik göstergelerinin ve gelir-gider hedeflerinin gerçekçi olmadığını, yüzde 4 büyüme hedefinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, kalıcı olmayan bir defalık bütçe dışı gelirlere ilişkin hedeflerin de tutturulamayacağını” söyledik.

O dönemde biraz da utangaç bir şekilde Türkiye’de cari açık ve işsizliğin yapısal bir sorun olduğunu söyleyerek bu sorunları çözemediklerini itiraf ettiler. Ancak, bütçe rakamlarıyla ilgili iyimser hava pompalamaya da devam ettiler. Hatta yılın ilk bir-iki ayında olumlu gelen bütçe rakamları üzerine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kameralar karşısında övünücü açıklamalar da yaptı.

Ama geldiğimiz noktada önce kendisi bütçe rakamlarının tutmayacağı konusunda uyarılarda bulundu ve hatta kabine arkadaşı olan bakanları uyardığını ve bakanların kendisini dinlemediğini söyledi.

Maliye Bakanı’ndan Önce Acziyet İtirafı, Sonra Zam

Eylül ayı başlarında, yılbaşından bu yana bütün bakanlıkları yazıyla uyardığını ve “bu sene bütçenin durumunun iyi olmayacağını” söylediğini anlatan Maliye Bakanı Şimşek, buna rağmen birçok bakanlığın kendisini dinlemediğini belirtti. Şimşek, “Hâlâ bazı bakanlıkların bizimle görüşmeden, tartışmadan, kaynağı ortaya koymadan harcamayı genişletme söylemlerini duyuyoruz. Bu sene bütçe hedeflerini tutturamayacağız” dedi.
Şimşek bir televizyon programında yaptığı açıklamada aynen şunları söyledi: “Hâlâ bazı bakanlıkların yani bizimle görüşülmeden, tartışılmadan, kaynağı ortaya koymadan harcamayı genişletme söylemlerini duyuyoruz gazetelerden. Bütçe disiplininin korunmasına yönelik biz de çaba gösteriyoruz. Bu sene bütçe hedeflerini tutturamayacağız.”

Bundan sonra AKP’nin bakanları ve yandaş medyanın bir kısmında bir suçlu (daha doğrusu “günah keçisi”) arama telaşı başladı!

Sayın Şimşek daha sonra Maliye Bürokratlarına bir vergi zammı paketi hazırlattı ve bütçe açığının faturasını halka yükleyen bir çözüm(!) buldu.

Bildiğiniz gibi Maliye Bakanlığı, bütçe hedeflerindeki sapma nedeniyle 3 kalemde vergi artışına gitti. Alınan karara göre; benzin, motorin ve LPG'nin vergi tutarı, litre başına 30 kuruş artırıldı. Motor silindir hacmi 1600 cc'yi geçmeyen araçların özel tüketim vergisi oranı yüzde 37'den yüzde 40'a çıkarıldı. Alkollü içeceklerde ise 'asgari maktu' vergi' tutarları artırıldı. Tapu harçlarında ise binde 16.5 olan bedel, binde 20'ye çıkarıldı.

Benzin, otomobil, tapu harcı ve içkiye gelen zamların sadece bir başlangıç olduğu ve sırada sigara, doğalgaz ve yine otomotiv zammının olduğu ekonomi çevrelerinde konuşuluyor. Gazetelerde yer alan haberlere göre; benzin, otomobil, tapu harcı ve içkinin vergisini artıran hükümet bu artışlarla yaklaşık 9 milyar liralık gelir elde etmeyi planlıyor. Bütçe açığının 14 milyar lira olacağı hesabıyla şimdi sırada sigara, doğalgaz ve elektrik var. Doğalgaza bu ay sonunda ya da 1 Kasım itibariyle zam yapılması bekleniyor. BOTAŞ’ın zararı nedeniyle toplam zam ihtiyacı yüzde 30. Ancak bu kadar zam olmayacağı, zam oranının yüzde 10-15’ler civarında olacağı ifade ediliyor. Doğalgaza zam gelmesi aynı zamanda elektriğe de zam geleceği anlamına geliyor.

 “Yanlış Yönet, Halka Ödet!”

Kısacası, AKP Hükümeti beceriksizliğinin faturasını halka ödetiyor. Ekonomideki iş bilmezliğin ve koordinasyonsuzluğun faturasını şimdi dar gelirli vatandaşlarımız ödeyecek. Doğrudan gelir vergisi yerine dolaylı olarak tüketim üzerinden alınan vergiler fakir vatandaşlarımız çok daha derinden etkiliyor. İşin kolayına kaçan Hükümet zenginden gelir vergisi almak yerine, daha kolay ve daha çabuk tahsil edilen ÖTV ve KDV’yi artırmayı tercih ediyor. “Yanlış yönet, halka ödet!” şeklindeki başlık bizim kendi başlığımız değil. Önce, acaba başka bir gazete mi okuyorum diye şaşırdım ve bir kez daha baktım. Bu başlık Sayın Başbakan’a en yakın gazete olan Sabah gazetesinde yer alan bir haberin başlığıydı.

Galiba “günah keçisi” arama çabalarının ve belki de muhtemel kabine değişikliğinde gitmesi istenen isimleri şimdiden yıpratma arayışlarının bir sonu olarak, Sabah Gazetesi ekonomiden sorumlu iki bakanın, yani Mehmet Şimşek ve Ali Babacan ile yine Babacan’a yakınlığı bilinen Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’yı hedef tahtasına oturtmuş ve ekonomideki kötü gidişin faturasını onlara kesmiş. Tabii aynı zamanda ustalıkla Sayın Başbakan’ın bu konuda hatası olmadığını da vatandaşa anlatmış oluyor. Şimdi haberin içindeki bazı hususları sizlerin dikkatine sunmak istiyorum. Haberde aynen şöyle deniliyor:

“Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın ısrar ettiği aşırı sıkı para politikasıyla büyüme hedefin altında kalıp, bütçe açık verince Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de vergi artışına sarıldı. Benzinden gayrimenkule, otomotivden alkole 4 kalemde özel tüketim vergileri arttı. Akaryakıta 26 kuruş, tapu harçlarına binde 4, alkollü içkilere ise 30 liraya varan zam yapıldı. Tedbir paketinden bütçeye 8.5 milyarlık kaynak gelmesi planlanıyor. Doğalgaz zammına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın onay vermediği belirtiliyor.”

Demek ki neymiş? Ali Babacan, Mehmet Şimşek ve Erdem Başçı suçluymuş! Doğal gaz zammına (henüz!) onay vermeyen Başbakan ise masummuş! Bakalım doğal gaza zam gelince ne yazacaklar?

Haberin devamında yine ilgi çekici bir itiraf var: “Ekonomi yönetiminin vergi artışlarıyla vatandaşın cebinden aldığı 8.5 milyarın neredeyse yarısından fazlası Merkez Bankası'nın faizleri yüksek tutması nedeniyle artan faiz ödemelerine gidecek. Yani toplumun yüzde 1'lik kesimi ve bir bölüm yabancı yatırımcının kazandığı fazla faizin faturası dolaylı vergilerin artmasıyla tüm vatandaşlara çıkacak. Türkiye ilk 8 ayda faize 36.6 milyar lira ödedi. Devlet faize milyarlar öderken, bankalar kâr rekorları kırıyor. 7 ayda 42 bankanın kârı yüzde 12.1 artışla 13.4 milyara çıktı. Bu kârlılık artışı yüzde 2.9'luk ilk yarı milli gelir büyümesinin kat be kat üzerinde oldu.” Yani Sabah Gazetesi AKP Hükümetinin rantiyeyi, başka bir deyişle faiz lobisini desteklediğini itiraf etmiş oluyor! Dilerseniz son yorumu biz yapmayalım ve onlara bırakalım:

Ali Babacan, Erdem Başçı ve Mehmet Şimşek'in yanlış politikaları sonucu ortaya çıkan zam gereği Türkiye'yi yeni bir sarmala daha sokuyor. Özellikle akaryakıta yapılan zamların etkisiyle artan maliyetler enflasyona yansıyacak. Bu durum önümüzdeki günlerde Hazine ihalelerinden tüketici kredilerine kadar birçok alanda beklenen faiz düşüşüne engel olacak. Merkez Bankası da enflasyon gerekçesiyle politika faizini indirmekte zorlanacak. Benzer bir gelişme geçen yıl da yaşanmıştı.

Sonuç olarak, AKP Hükümeti Türkiye’yi yeni bir zam-faiz-enflasyon sarmalına sokuyormuş ve benzer bir gelişme geçen yıl da yaşanmış!

Biz yıllardır diyorduk da anlatamıyorduk!

Sabah Gazetesine teşekkürlerimizi sunuyoruz: onların ağzından biz de “AKP Hükümetinin ekonomideki yanlışlarının faturasını halka ödettiğini” duymuş olduk!

Bakalım AKP Kongresi sonrasında yaşanacakların etkileri neler olacak, başka kimler günah keçisi ilan edilecek?

Hadi sorumlu(!) medya, sizden daha yeni itiraflar bekliyoruz

Gece
Gündüz