0(312) 216 11 09

Mehmet GÜNAL

I- GİRİŞ

Bu derginin Mart 2001 sayısında "Kasım 2000 Krizine Teorik Yaklaşım: Para Arzının İçselliği ve Minsky'nin Finansal İstikrarsızlık Hipotezi" başlıklı bir makalem yayınlanmıştı. Çalışmanın amacı yaşanan krizin teorik temellerinin gündeme gelmesini sağlamak ve krizden ders çıkarılmasını sağlamaya katkıda bulunmaktı. Bu da ancak bu konuların akademik olarak da tartışılmasıyla mümkün olabilir. Bu çerçevede, makaleyle ilgili ilk yorum, Selahattin Togay tarafından yapıldı ve bu derginin Mayıs 2001 sayısında yayınlandı. Bu yoruma ilişkin cevap tam tamamlanmak üzereyken, ikinci bir yorum geldi. Sayım Işık'ın yorumu da derginin Eylül 2001 sayısında yayınlandı. Bu çerçevede, bu cevapta konunun akademik olarak tartışılmasına katkıda bulunan iki yazarın yorumlarına kısaca değinilerek bazı konulara açıklık getirilmeye çalışılacaktır.[1] Ancak, amacımız Togay ve Işık'ın yorum ve eleştirilerine tek tek cevap vermek değil, yanlış anlaşılan ve anlaşılmayan konulara açıklık kazandırmaktır.

Togay (2001) ve Işık (2001)'in yorumlarına geçmeden önce belirtmeliyim ki, makalenin amacı para arzının içselliğiyle ilgili teorilerin ayrıntılı olarak incelenmesi değildir. İçsellik yaklaşımları arasındaki benzerlik ve farklılıklar ise hiç değildir. Günal (2001a)'da derginin potansiyel okuyucu kitlesi dikkate alınarak, sadece içsellik kavramının ve finansal istikrarsızlık hipotezinin ne olduğu ve neleri iddia ettiği, genel hatlarıyla ve fazla teknik olmayan bir şekilde açıklanmaya çalışılmıştır.[2] Makalenin temel amacı Kasım 2000 krizinin nedenlerini tartışmak ve teoriyle örtüşen yönlerini tespit etmek, böylece krizden ders çıkarılmasına katkıda bulunmaya çalışmaktır.

Togay'ın dört madde halinde belirttiği ve önemli bulduğu noktaların önemi konusunda şüphe yoktur. Ancak, bu konulara Günal (2001a)'da özet olarak değinilmiştir. Vurgulanmak istenen içselliğin ne olduğu, finansal istikrarsızlık hipotezinin önermeleri ve bunların Türkiye'de yaşanan kriz ile ilgisidir. 

Bu bağlamda, burada önce Togay'ın sonra da Işık'ın bazı yorumlarına maddeler halinde kısaca açıklık getirilmeye çalışılacaktır.

II – TOGAY’A (2001) CEVAP

1) Togay kendisinin "uyumlaştırıcı içsellik" olarak tercüme ettiği ve benim Günal (1999, 2001a ve 2001b)'de "uyum sağlayıcı içsellik" şeklinde önerdiğim kavrama itiraz ederek, merkez bankasının para politikası uygulanmasında pasif bir davranış içinde olmadığını belirtmektedir. Burada içsel olan para politikası değil, para arzıdır ve bu konuda merkez bankaları pasiftir. Togay'ın Wray'dan yaptığı alıntı da merkez bankasının aktif olduğunu değil, faiz haddini bile belirleyemediğini yani tam bir pasiflik içinde olduğunu göstermektedir. "Accommodate" kelimesi banka ve finans sözlüklerinde kısa vadeli borç verme veya hatır için borç verme anlamında kullanılmaktadır.[3] Togay'ın kendisi de daha sonra uyumlaştırıcı içsellik yerine "tam içsellik" kavramını kullanmıştır.

2) Togay'ın politika önerileri kısmında değindiği hususlara katılmamak mümkün değil. Ancak, kendisinin gözden kaçırdığı bir noktayı burada tekrar vurgulamakta fayda var: Yapısal içsellik yaklaşımının önerisi olan ve Minsky'nin analizinde önemli bir yeri olduğu Togay tarafından da belirtilen merkez bankasının nihai ödünç veren rolünün önemine makalede işaret edilmiş ve Kasım 2000 krizinin çıkmasının nedeninin Merkez Bankası'nın bu rolü oynamaması olduğu belirtilmiştir.

3)  Togay dördüncü bölümün ilk paragrafında (s.76) "Günal çalışmasında 48. Sayfada belli yıllar dışında para programı açıklanamamasını, açıklanan para programlarında hedeflerin revize edilmesini merkez bankasının politika uygulayamaması olarak nitelendirmekte ve bu durumu para arzı içselliğinin göstergesi olarak ele almaktadır" demekte ve bu hususta saptamalarda bulunarak, Merkez Bankası'nın para politikası uygulamamasının değil, aksine aktif politika uygulamasının para arzını içsel hale getirdiğini söylemektedir. Ancak, yine Togay'ın kendisi, 77. sayfada Erçel'in (2001) ifadelerine dayanarak şöyle bir saptama yapmaktadır: "Merkez Bankası'nın pasif bir politika izleyerek faiz oranları üzerindeki etkisini kaybetmesi Kasım 2000 krizinin önemli nedenlerinden birisi olmuştur." Bu saptama Günal'ın (2001a) çalışmasındaki görüşlerle örtüşmekte olup, Togay'ın açıklamaları arasındaki çelişkiyi göstermektedir.

4) Togay dördüncü bölümün üçüncü maddesinde ise, uzun  açıklama yapmasına rağmen Günal (2001a)’da belirtilen görüşlerin aynısını savunmaktadır: “Netice olarak şu söylenebilir, Merkez bankasının nihai ödünç veren olarak müdahale etmemesi sonucu, likidite krizi olarak başlayan süreç bankacılık krizine ve daha sonra Şubat ayında para krizine dönüşmüştür” (s.80). Nitekim dördüncü maddede bu konunun önemini vurgulayarak, tartışmaya açılması gerektiğini ifade etmiş, sonuç bölümünde de benzer görüşler ileri sürmüştür.

III – IŞIK’A (2001) CEVAP

Sayım Işık’ın yorumuyla ilgili değerlendirmelere geçmeden önce, giriş bölümünde de belirttiğim gibi, çalışmanın amacının ne olduğunu bir defa daha vurgulamalıyım. Amaç içsellik teorisini ve sınıflandırmalarını tartışmak değil, Kasım 2000 krizinin içsellik teorisiyle ilgisini ortaya koymak ve bu konuya dikkat çekmektir. Oysa Işık’ın yorumu tamamen teorik temele dayanmaktadır. Işık’ın çok uzun yorumu arasından algılayabildiğim bazı noktalarla ilgili görüşlerimi aşağıda maddeler halinde kısaca açıklamaya çalışacağım.

1) Işık 2 nolu dipnotta “Günal (2001) makalesinde kullandığı ‘uyum sağlayıcı içsellik’ ve ‘Yapısalcı İçsellik’ terimlerine karşılık tarafımızdan sırasıyla ‘tam içsellik’ ve ‘yapısal içsellik’ terimleri kullanılacaktır” demektedir. Oysa, “Yapısalcı İçsellik” terimini Günal (2001a) değil, Togay (2001) kullanmış olup, Günal da “yapısal içsellik terimini kullanmıştır. Bu durum Işık’ın makaleyi dikkatli okumadığını göstermektedir.

2) Işık’ın eleştirilerine temel olarak kullandığı birinci paragraftaki görüşler (Günal’ın kendi görüşleri değil) içsellikle ilgili sınıflandırmaları yapan ve içsellik teorisine önemli katkıları olan Pollin’in (1991: 373-376) görüşleridir.

Yine aynı şekilde, Işık’ın 53. sayfada yanlış yorumlandığını belirttiği faiz haddinin belirlenmesine ilişkin görüş de Pollin’in (1991) görüşüdür. Merkez Bankası’nın faiz hadlerini belirlemesi içsel piyasa güçleri tarafından sınırlamaya tabi olsa da, sonuç olarak faiz hadleri merkez bankası tarafından belirlenmektedir. Burada vurgulanan nokta, yapısal içsellik yaklaşımında merkez bankasının etkisi kabul edilmekle birlikte, finansal piyasalarda yeniliklere neden olan özelliklerin, yani piyasa güçlerinin de faiz haddinin belirlenmesinde önemli bir role sahip olduğudur.

3) Işık’ın ikinci olarak Günal’ın (2001a) 47. sayfasından yaptığı alıntıyla ilgili yorumları da gerçekçi değildir. Çünkü burada ileri sürdüğüm görüşler tamamıyla Wray’ın (1990: 137-138) görüşlerine dayanmaktadır.

4) Öte yandan, Işık’ın finasal istikrarsızlık hipoteziyle ilgili eleştiriyi de yanlış anladığı görülmektedir. Işık’ın belirttiği gibi, Minsky’nin finansal istikrarsızlık hipotezinin tam içsellik yaklaşımını daha anlamlı hale getireceği ileri sürülmemiştir. Söylenen şey zaten uyum sağlayıcı (Işık’ın deyimiyle tam) içsellik yaklaşımına bir eleştiridir. Burada vurgulanan husus, bu görüşlerin dikkate alınması halinde tam içsellik yaklaşımının daha anlamlı hale gelebileceğidir ve yine bu görüşler de sadece Günal’ın kendi görüşleri değil, Işık’ın da refere ettiği Wray’ın (1990: 149-150) görüşleridir.

SONUÇ

Togay ve Işık’ın yorumları akademik tartışma ortamı açısından faydalıdır. Her ikisi de içsellikle ilgili önemli teorik açıklamalar yapmışlardır. Ancak, teorik tartışmalara takılarak makalenin asıl amacı olan Kasım 2000 krizinin teori ile ilgisi hususunda pek yorum yapmamışlardır. Diğer bazı çalışmalarımda (Günal 1999 ve 2001b) teorik olarak ayrıntılı tartışmalara girilmekle birlikte, Günal (2001a)’da özellikle bundan kaçınılmıştır. Teoriyle ilgili görüşlerin çoğu da konuya önemli katkılarda bulunan diğer yazarlara aittir.

Togay’ın yorumlarından sadece “uyumlaştırıcı” içsellik terimine ait olanı konuyla ilgili bulunmuştur. Ancak, bunun gerekçesi olarak Merkez Bankası’nın pasif olmadığını söylemesine rağmen, ilerleyen bölümlerde Erçel’in (2001) görüşlerine dayanarak Merkez Bankası’nın pasif politika uyguladığını belirtmiştir.

Işık’ın sonuç bölümünde ileri sürdüğü görüşlere tamamıyla katılıyorum. Ancak, yaptığı teorik eleştirilerle sonuç bölümü arasında bir bağlantı kuramadım. Bu yaptığı teorik yorumların doğruluğu veya yanlışlığı anlamında değil, Günal (2001a)’da ileri sürülen hususlarla ilgisi anlamında bir bağlantıdır. Tabii ki teorik konular da önemlidir ve tartışılmalıdır. Ancak, bu tartışmaların uygulamayla ilgili ve sınırlı bir amacı olan makalelere ilişkin uzun yorumlar arasında değil, ayrı bir çalışma çerçevesinde yapılması çok daha faydalı olacaktır.

Sonuç olarak bir defa daha belirtmeliyim ki, para arzının içselliği yaklaşımı ve finansal istikrarsızlık hipotezinde belirtildiği gibi, nihai ödünç verme mercii olarak merkez bankasının bankaların rezerv ihtiyaçlarını karşılamaması durumunda krizin ortaya çıkacağı iddiası, Türkiye’de yaşanan Kasım 2000 kriziyle birlikte geçerlilik kazanmıştır. Kasım 2000 krizi Türkiye’de para arzının içsel olduğunu bir kez daha teyit etmiştir.

Şubat 2001 krizinden hemen önce yayına kabul edilen Günal (2001a) çalışmasındaki “Türkiye’de yaşanan krizlerin --ister bankacılık ister likidite krizi olsun-- nedeni, Türkiye’nin ekonomik yapısı ve yönetim yetersizliğidir. Yani krizlerin nedeni konjonktürel olmaktan çok yapısaldır. Krizler, ders alınmadığı ve krize neden olan yapısal sorunlar çözülmediği müddetçe, uygulanan politikalara ve konjonktüre bağlı olarak tekrar edecektir.” görüşünün doğruluğu da Şubat kriziyle birlikte ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak, teori, gerçek hayatla ilişkilendirildiği ve pratikte olanı açıklayabildiği sürece yararlı olabilir.

 

KAYNAKÇA

Erçel, Gazi (2001), “Önümüzdeki Dönemde Para Politikası Uygulaması,” 7 Şubat 2001 tarihli Basın Duyurusu (www.tcmb.gov.tr)

Günal, Mehmet (1999), Para Arzının İçselliği, Etkileri, Merkez Bankalarının Değişen Rolü ve Türkiye'de Gelişmeler, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Üniversitesi, İktisat Ana Bilim Dalı, Doktora Tezi, 1999.

Günal, Mehmet (2001a), “Kasım 2000 Krizine Teorik Yaklaşım: Para Arzının İçselliği ve Minsky’nin Finansal İstikrarsızlık Hipotezi”, İktisat/İşletme ve Finans, Mart 2001, (180),s.31-51.

Günal, Mehmet (2001b), Merkez Bankası’nın Değişen Rolü ve Para Politikası Uygulamaları, İMKB Yayınları, Haziran 2001, İstanbul.

Işık, Sayım (2001), ‘ “Kasım 2000 Krizine Teorik Yaklaşım: Para Arzının İçselliği ve Minsky’nin Finansal İstikrarsızlık Hipotezi” Üzerine Eleştirel Bir Yorum’, İktisat, İşletme ve Finans, Eylül 2001, No: 186, s.50-60.

Pollin, Robert (1991), “Two Theories of Money Supply Endogeneity: Some Empirical Evidence”, Journal of Post Keynesian Economics, Spring 1991, Vol. 13, No.3, pp.366-396.

Togay, Selahattin (2001), ‘ “Kasım 2000 Krizine Teorik Yaklaşım: Para Arzının İçselliği ve Minsky’nin Finansal İstikrarsızlık Hipotezi” Üzerine Bir Not’, İktisat, İşletme ve Finans, Mayıs 2001, No: 182, s.69-83.

Wray, L. Randall (1990), Money and Credit in Capitalist Economies: The Endogenous Money Approach, Hants and Vermont: Edward Elgar.

Wray, L. Randall (1992), “Commercial Banks, the Central Bank, and Endogenous Money”, Journal of Post Keynesian Economics, Vol. 14, No. 3, (Spring), pp.297-310.

Dr., Bilkent Üniversitesi, Bankacılık ve Finans Bölümü, Öğretim Görevlisi

[1] Aslında, Günal (2001a)'nın amacı bakımından teorik değil, pratikte Türkiye'de yaşanan krizin içsellikle ilgisi ve daha sonra yaşanan Şubat 2001 krizi açısından öneminin tartışılması çok daha anlamlı olabilirdi.

[2] İçsellik teorisinin tartışılması çalışmanın amacını aşmakta olup, bu konudaki teorik tartışmalar ve ampirik testlerle ilgili bilgi için Günal (1999) ve Günal (2001b)'ye bakılabilir.

[3] Örneğin, bakınız Faruk Yalvaç, Bankacılık Terimleri Sözlüğü, s.18.

Gece
Gündüz